Alıntılar
Allah’ın dünyada çok sayıda kadın yaratması Allah’ın müminlere bir rahmeti, bereketi, lütfudur. İnsan nüfusunun yarısının kadın olması Allah'tan çok büyük bir nimettir. Kadın Allah'ın en görkemli, en heyecan verici nimetidir. Allah’ın en güzel tecellisidir. Allah'ın Rahman, Rahim, Nur ve Celal isimlerinin tecellisidir. Kadın kuzu gibi tertemiz, mis gibidir. Çok nezih, nazenin bir varlıktır. Kadını her zaman şefkatle, merhametle, saygıyla değerlendirmek lazım. Kadın aşkın, tutkunun kapısıdır. Aşkı en mükemmel şekilde yaşayacağımız, Allah'ın verdiği mükemmel bir nimettir. Kadın Allah'ın tecellisi olarak sevilir. Kadını sevmek, kadına hayran olmak Allah'ın sevmek, Allah'a hayran olmaktır. Hürriyet, demokrasi, sanat, kalite en az yemek içmek kadar insanların ihtiyacıdır. Karşıtların en çok kullandıkları malzeme bu değerlerin azaldığı olduğuna göre, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok sanat için yapılacak her şey kurulan oyunları bozar. İnsanların neşesini elinden alan tutucu, Katolik, katı İslam anlayışının değil Kuran Müslümanlığının sanat, kalite, neşe, demokrasi, özgürlük anlayışını teşvik etmek gerekir. Bu yapılırsa tüm dünyanın İslam’ı kabul etmesine de Türkiye öncü olur. Katolik, gelenekçi İslam anlayışıyla İslam içten içe çöküyor, gizli gizli ateizm deizm gelişiyor. Bunu durdurmak için katolik sistemin baskısının kaldırılması, Darwinist materyalist eğitimin durdurulması, iman hakikatlerinin ve bilimsel gerçeklerin anlatılması, insanlara sevginin, dostluğun, barışın eğitiminin verilmesi gerekiyor. Akıl gücünü geliştirmek için beyni yormaya gerek yok, sadece çok çok dürüst olmak ve Allah’a asla ihanet etmemek gerekiyor. Gün içinde Allah’a ihanet etme konuları oluşabilir. Mesela başın ağrır, yorgunlaşırsın, gücün yetmez, birinden kötü söz duyarsın, ayağına bir şey takılır, başarılı olamaz, binbir türlü aksilikle karşılaşırsın. Kişi hep, haşa, Allah’ın bunu diye yaptığını düşünmesine gidecek olaylar yaşar. Aman aman, sakın sakın. Bu imtihan için mecbur olan, Allah’ın bizim sevgimizi yükseltmesi için meydana getirdiği nimetleridir. Sakın nankörlük, terslik, olumsuz düşünme, tek kelimeyle çok büyük bir akılsızlık olur. Boş yere kitlevi nimet kaybına sebep olur. Hem dünyada hem ahirette insana çok büyük zarar verir. Allah’ı hiçbir zaman bırakmamak gerekir. Hep müspet düşünmek lazım, çünkü Allah’ın her yaptığı müspettir. Filistin halkının kurtuluşu için gerçek çözüm üzerinde durmak önemlidir. Yıllardır kınamalar yayınlanıyor bir netice elde edilemiyor. Bambaşka bir yönteme ihtiyaç var. Müslüman zulme her zaman karşıdır ve bunu ifade eder, ama kınamalar tek başına kökten çözüm getirmez. Sevgiyi ve barışı telkin etmek kökten çözümü getirir. Sürekli çatışma, kavga, işgal, saldırı iki tarafa da sadece acı getiriyor. Acıların katlamalı olarak artacağı yollara değil, güvenliği ve barışı getirecek yollara uymak lazım. Sevgi en kolay olan, barış en kolay olan. Ama insanlar bunun yöntemini bilmiyor. Barışı sağlamak zor değil. Bir kelimeye bakar. “Hadi kardeş olalım” denilse her şey biter. İsrail halkı ile Filistin halkı peygamber soyu iki güzel halk. İkisi de dindar, ikisi de çalışkan, ikisi de temiz, ikisi de en güzel hayatı hak ediyor. Çatışmayı körükleyen her türlü üsluptan kaçınıp, birbirlerini koruyup kollayacakları, şefkat duyacakları bir üslup kullanmak barışı telkin etmek lazım. İki taraf da Allah’a iman ediyor, iki taraf da aynı Peygamberleri seviyor. Paylaşılamayan ne? Topraksa, Ortadoğu çok geniş bölge. Her yer boş geniş arazi. Filistinliler de İsrailliler de istedikleri her yere yerleşsinler. Bölgeyi ağaçlandıralım, güzelleştirelim, gençlere güzel imkanlar sağlayalım. Bağlık, bahçelik, neşe ve sevincin olduğu bir yer olsun. Müslümanlar, Museviler, Hristiyanlar bayram gibi yaşasınlar. Kardeş olmanın uçsuz bucaksız faydası var. Her şeyden önce Allah’ın rızasına uymuş oluruz. Kimse korku içinde yaşamaz, gerginlik duymaz. Silaha para yatırmak yerine bölgenin refahı, neşesi için para harcanır. Sürekli hayır, hasenat peşinde olunursa acımasızlıklar ortadan kalkar. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde ve dünyanın bir çok yerinde kadına çok yanlış ve garip bir bakış açısı var. “Kadını bir şekilde tuzağa düşürürsün, eve götürür, namusunu lekelersin, ondan sonra da gıcık olur evine gönderirsin” anlayışı yaygın. Sonra yine canın isterse yine çağırırsın gelmezse ölümle tehdit edersin, dövmekle tehdit edersin diye çarpık bir mantıkları var. Bu çok büyük bir vicdansızlık ve zulüm. Kadın Allah’ın yarattığı en güzel, en kutsal varlıktır. Ve kadın aklıyla tutkusuyla imanıyla güzeldir. Kadını korkutuyorsun, aşağılıyorsun, merhametsizlikle yaklaşıyorsun, küçük düşürmek istiyorsun ondan sonra da kadından şikayet ediyorsun. Kadınların önce ahiretini korumak gerekir. Kadını 20-30 yıllığına değil sonsuza kadar seveceksin. Sonsuza kadar seveceğine göre önce imanına özen göstermen, cennete gitmesine gayret etmen gerekir. Onurlu, namuslu, şerefli yaşamasını sağlayacaksın. Kadının onurunu namusunu elinden alırsan saygı duymazsan hiçbir anlamı kalmaz. Kadının saygı duyulması gereken mübarek bir varlık olduğunu bilecek ve ona göre davranacaksın. O zaman kadının güzelliğini Allah sana açar. Samimiyetin istikrarlı ve kararlı olması lazım. Düşünürken dürüst olmak önemlidir. Samimi insan hep Allah’ın lehinde düşünür. Allah bazen insanın karşısına özel olarak, Allah’a eleştirel gözle bakan kişiler çıkarır. Bu özel bir denemedir. Onu görünce “aa ben de eleştirel bakayım” deyip hatanın içine düşüyorlar. İnsanın sağlıklı ve dürüst düşünebilmesi için, dünyaya dair bilgisini sık sık gözden geçirmesi gerekir. Gözsüz gören var. Sırf bu konuyu düşünmek Allah’ın varlığını anlamak için yeterlidir. İnsanın gördüğünün idrakında olması muazzam bir şey. Birinin sesi duyması, birinin dokunmayı hissetmesi, birinin kokuyu alması, birinin yemeğin tadını alması Allah’ın varlığı dışında açıklanabilecek bir konu değil. 5 duyu başlı başına Allah’ın varlığının delilidir. Ama Allah imtihan için kuşkular da oluşturur. Mesela çocuk ölümleri olur ya da kendi başına gelen hastalıklar, sıkıntılar olur. Allah hem varlığının delillerini çok güçlü yaratır hem de kuşkuya düşmenin delillerini verir. Dikkatli bakan, kuşkuya düşülecek şeylerin özel yaratıldığını anlar. Samimiyetten uzaklaşmamak için, Allah’ın varlığının delilleri ısrarla unutmamak, çok tekrar yapmak gerekir. Allah “Beni çok zikredin” diyor, çokça zikretmekte bu sır saklıdır. Çokça zikir bir kelimeyi sürekli tekrar etmek değildir. Allah’ın varlığını, varlığının delillerini şuurlu olarak, tekrar tekrar aklından geçirmektir.